Tespih böceğinin giysisi

Tespih böceğinin giysisi

Çok çok yıllar önce, tespih böceğinin öyle ipince bir derisi varmış ki, gecenin soğuğunda koruyamazmış gövdesini. Sırtına düşen ilk çığ taneleri tir tir titretirmiş onu. Üstünde doğru dürüst bir giysi bulunmaması pek acı veriyormuş ona. Sonunda nasıl etsem de kendime iyi bir giyecek yapsam diye düşünmeye koyulmuş. Ne derler, iş başa düşünce her şeyin vardır bir çaresi.

Böylece çalışkan yaratık başlamış en incesinden bir giysi örmeye kendine. İyi olsun, güzel olsun diye çok özeniyormuş. Böyle öre öre aradan neredeyse on beş gün geçmiş geçmemiş, vaftiz oğuldaşı Tlacuache’den bir düğün davetiyesi almış. Evlatları evleniyormuş.

Ördüğü giysi daha pek geri kalmış olduğundan, bir an önce bitirebilmek için başlamış iri iri ilmikler atmaya. Sonra yakaya iyice yaklaşınca gene ince ince işlemeye dönmüş.

Bu örgü işinde öylesine gecikmiş ki, giysi tümüyle kir içinde kalmış. Tespih böceği düşünmüş, “Bu kirli elbise ile nasıl el içine çıkabilirim düğün günü! Ama yıkamaya da vakit kalmadı, olduğu gibi giyinmekten başka çare yok.”

Öylece gitmiş düğüne. Yarı yolda bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlamasın mı! Yağmur iyice yıkamış elbiseyi. Güneş kurutmuş. Tespih böceği düğün yerine vardığında yerindeymiş keyfi. Müzik çalmaya başlayınca, özene bezene ördüğü güzel giysisini göstermek için bahçenin ortasına çıkıp oynamaya başlamış.

Sonunda biraz çakırkeyif olunca, kabuğunun içine büzülüp top gibi toplanarak, eve çabuk gitmek için yuvarlayıvermiş kendini yokuş aşağı.

(Derleyen : Gabriel Marcos Gómez
Yöre : Santiago Textitlián, Mplo. De Sola de Vega, Oaxaca.)

(Meksika Masalları, Okyanus yayınları)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder