Crowlar’ın Şefinin kızıyla Evlenen Sioux

Crowlar’ın Şefinin kızıyla Evlenen Sioux

Yedi gençten oluşan bir savaş grubu sık bir ağaçlığın kenarında tek başına duran bir çadır görmüş, durmuşlar ve içlerinden birinin gizlice gidip çadırda düşmanların mı, yoksa dostların mı olduğunu anlaması için karanlığın çökmesini beklemeye başlamışlar.

Karanlık çöktüğünde görünmeyeceklerinden emin olarak gidip çadıra bakması için gözcülerinden birini seçmişler.

Gözcülerden biri cesaretiyle ve yaptığı cesur işlerle tanınırmış. Adı Büyük Kartal imiş. Çadıra gitmesi ve geride kalanlara bilgi getirmesi için bu adam seçilmiş.

Büyük Kartal dikkatle etrafı incelemiş ve hangi yönden saldırmaları gerektiğine karar vermiş. Diğer altısı onun dönüşünü beklemiş. Gözcülük işine başladığında hiç ses çıkarmamaya çok dikkat etmiş. Sessizce çadıra yaklaşmış. Yaklaşırken etrafta hiç köpek olmamasına çok şaşırmış. Siouxlar genellikle yaklaşan yabancıları haber vermesi için köpek beslermiş. Çadırın kapısına doğru sürünerek ilerlemiş, küçük bir açıklıktan baktığında içeride üç kişinin oturduğunu görmüş.

Ateşin sağ tarafında yaşlı bir adamla bir kadın, kapının tam karşısındaki başköşede ise genç bir kız oturuyormuş.

Büyük Kartal eskiden evliymiş, ama karısı beş yıl önce ölmüş. O zamandan beri tekrar evlenmeyi hiç düşünmemiş ama bu genç kızı gördüğünde, yüzü ona ölmüş karısını hatırlatmış. Fişekliğini ve bıçağını çıkarmış ve tüfeğiyle birlikte çadırın yanına koymuş, duyulur adımlarla yürüyüp çadıra girmiş, adamın karşısında durmuş, önce onun, sonra kadının, en sonunda da genç kızın elini sıkmış. Sonra kızın yanına oturmuş, öylece hiç konuşmadan oturmuşlar.

Sonunda, büyük Kartal yaşlı adama işaretlerle anlatabildiği kadarıyla, karısının uzun süre önce öldüğünü, kızı gördüğünde ölmüş karısına çok benzettiğini, bu nedenle onunla evlenmek istediğini ve eğer kızıyla evlenmesine izin verirse düşman köyüne gidip orada onlarla yaşayacağını anlatmış.

Yaşlı adam anlamış görünmüş, Büyük Kartal yine işaretlerle çadırın çok yakınında bir savaşçı grubu olduğunu söylemiş. Sessizce atları almışlar, çadırı sökmüşler ve geldikleri yöne doğru yola koyulmuşlar. Savaşçılar bütün gece beklemiş ve şafağın ilk ışıklarıyla çadırın artık yerinde olmadığını görmüş. Büyük Kartal’ı düşmanların fark edip öldürdüğünü sanmışlar, bunun üstüne aceleyle toparlanıp eve doğru yola düşmüşler.

Bu arada, Büyük Kartal’ın katıldığı av grubu savaşçılarla arayı bir hayli açmış. Bütün gün ilerlemişler ve akşam olurken bir tepeye çıkıp aşağıdaki vadiye bakmışlar. Birkaç kilometre uzakta, küçük bir derenin kıyısında kalabalık bir köy varmış. Yaşlı adam Büyük Kartal’a işaretlerle iki kadının yanında orada kalmasını, kendisinin gidip köydekileri bir düşmanı içlerine kabule hazırlayacağını anlatmış.

Yaşlı adam köye doğru yola koyulmuş ve köydeki en büyük çadıra gitmiş. Büyük Kartal kısa bir süre sonra insanların o çadırın çevresinde toplandıklarını görmüş. Kalabalık giderek artmış, artmış, sonunda bütün köy orada toplanmış. Sonra dağılmışlar, atlarına atlamışlar ve Büyük Kartal’ın iki kadınla birlikte beklediği yere doğru gelmeye başlamışlar. Gelip üçünün etrafında bir halka yapmışlar ve onları da alıp şarkılar söyleyip dans ederek köye dönmüşler.

Köye vardıklarında büyük çadıra gitmişler ve Büyük Kartal’ı çadırın başköşesine oturtmuşlar. Köye Sioux dilini anlayıp konuşabilen biri varmış. Büyük Kartal’a Crow kabilesine bağlılık yemini ettirmesi için onu getirmişler. Bunu yapınca ona eş diye kızı vermişler, yanında benekli bir sürü at hediye etmişler.

Büyük Kartal karısıyla birlikte onun insanları arasında iki yıl yaşamış ve bu süre içinde karısının kabilesinin kendi kabilesiyle yaptığı savaşlara Crowlar’ın yanında katılmış.

Kendi kabilesiyle yapılan hiçbir savaşta, yere düşen Siouxlar’a vurduğu uzun bir değnek dışında silah taşımamış.

İki yıl sona erdiğinde kendi kabilesini ziyaret etmeye karar vermiş ve uzun süredir kabilenin şefi olan kayınpederine bunu söyleyip damadına iyi dilekleriyle birlikte kabilesine hediye götüreceği atlar vermesini istemiş.

Bu duyulunca bütün sürü gözden geçirilmiş ve gösterişli atların hepsi çadırının önüne getirilmiş ve Büyük Kartal evine doğru yola çıkmaya hazır olduğunda, kendi köyünün yakınlarına kadar ona eşlik etsin diye yirmi genç seçilmiş. Yirmi genç hediye olarak götürülen iki yüz yirmi atı güdüp Büyük Kartal’ın köyüne kadar olan bir günlük yolda yanında gitmiş, sonra köye daha fazla yaklaşmaya çekindiklerinden Büyük Kartal onları geri göndermiş.

Kendi köyüne vardığında, herkes onun o çadırı keşfe gittiğinde öldürülmüş olduğuna inandığından geri dönen bir ölü gibi karşılanmış. Dönüşünün şerefine büyük bir ziyafet verilmiş ve yenilip içilip, dans edilmiş. Getirdiği atlar köyde ihtiyacı olanlara dağıtılmış.

Köyünde bir yıl kalmış, sonra aklına karısının insanları düşmüş. Güzel giysiler, ceketler, silahlar, ayakkabılar ve büyük bir at sürüsü hazırlanmış ve “Bir daha asla geri dönmeyeceğim, ömrümün geri kalanını karımın yanında geçirmeye karar verdim” diyerek karısıyla birlikte halkına veda etmiş.

Crowlar’ın köyüne vardığında kayınpederini ölüm döşeğinde bulmuş. Birkaç gün sonra yaşlı adam ölmüş ve Büyük Kartal kayınpederinin ölümüyle boşalan şefliğe seçilmiş.

Ondan sonra da kendi halkına karşı savaşlara katılmış ve üçüncü savaşta öldürülmüş. Neyse ki, Crowlar cesedini köye geri getirebilmiş ve Crow köyünde savaşa her zaman silahsız katılan ve kendini büyük bir söğüt dalıyla koruyan cesur savaşçı için büyük bir yas tutulmuş.

Böylece, hiçbir zaman düşmanlarının kafa derisini almaya, ölmüş karısına aşık olan, kendini evine, ailesine ve arkadaşlarına adayan, Sioux savaşçılarının bu en büyüğü, kendi kabilesine karşı savaşırken savaş alanında ölmüş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder