Hayalet Dansçıları

Hayalet Dansçıları

Biz uzun yıllar önce bu topraklarda mutlu ve barış içinde yaşıyorduk -Kutsal Toprak Ana’mızın bize verdiği tüm kardeşlerimizle- İhtiyacımız olanı tüketip hırsımız ve çıkarımız uğruna hiçbir şeye zarar vermiyorduk. Kızıl yüreklerimiz huzurlu ve mutlu çarpıyordu ve tanrımıza her sabah kalktığımızda şükrediyorduk, bir gün daha kutsal Wakan Tankayı (güneş) karşıladığımız ve gördüğümüz için.

Bu şekilde atalarımız bu özgür ve bakir topraklarda mutlu ve huzur dolu, dünayanın varoluşundan buyana yaşıyorlardı.

Bir gün büyücülere Kutsal Ana’mızdan babamız Wakan Tanka’dan kötü sinyaller gelmeye başladı, halkım bunun ne olduğunu anlayamıyor anlamak istemiyordu.

Bu bekleyiş uzun sürmedi. Büyük su bir gün delice kabardı, kabardı ve patladı. Gök bulutlarla kaplandı ve milyonlarca yıldız üzerimizden korkunç gürültülerle akmaya başladı.

Bu korkunç olay sonrası büyük sudan gelen büyük sandaldan o insanlar geldi, Sizin atalarınız! Gözlerindeki korku, açlık ve merak, yardıma ihtiyaçları olan perişan halleri; atalarımın onlara yardım etmesini gerektiriyordu ve onların ilk gelen reislerine uzatılan yardım eline onlar uzun demirle karşılık verdi. Büyük reisimiz, bir an elinde keskin bir acı hissetti.

Avucunu açtığında kızıl kanının çılgınca aktığını gördü, ruhunun gözü açıldı. O an her şeyi anlamıştı ve geleceği gördü. Bunu halkına anlatması imkansızdı. Onların hayallerini, umutlarını yıkamazdı. Bunlar, mutlu ve huzurlu hayatlarını bitirmek için gelen ve istilaları sonsuza dek sürecek aç gözlü istilacı beyazların atalarıydı. Geleceklerdi hep ve sonsuza dek.

Kan gördü, kızıl kan, binlerce cansız beden kadın, çocuk, savaşçı ve asker. Kutsal Buffalo’nun soluğunu hissetti, beyaz bulutların nasıl kızıla dönüştüğünü ve bugüne dek dünya değiştirmiş savaşçıların ruhlarının dolaştığını gördü.

Kötüydü belki çok kötü ama içlerindeki özgürlük arzusunun asla sönmeyeceğini ve savaşacaklarını gördü.

Yüzünde bir tebessüm belirdi, akan kızıl kanı bir bulut olarak gökyüzüne bir kartalın kanadında yükseldi. Ogün orada olanlar ve bugün burada olan bizler evet bu çekirge sürüsü her şeyi yedi bitirdi. Yok etmeye de devam ediyor ama kızıl yüreklerdeki huzur ve bir gün her şeyin düzeleceğine olan inanç asla sönmedi ve de sönmeyecek.

Bir gün dünya değiştirmiş olan savaşçılarımız bu ihtiyar anamızı kurtarmak için gelecekler.

Gökkuşağının kutsal savaşçıları ve hayalet dansçıları buna inanıyor.

Geronimo L. E.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder