Büyük Dişi Ayı
Yaşlı Iroquoislar’ın uzun kış aylarında çocuklara anlattıkları bir öyküdür bu.
Bundan birçok kış öncesinde,
Ahşap evlerini Oswego Nehri boyunca sıralamış olan bir Mohawk Köyü vardı.
Bir gün, köyün avcıları bir Dev Ayının ayak izlerine rastladı.
O andan itibaren, bu izleri sık sık gördüler. İzler bazen Mohawk köyünün etrafını bile çevreliyordu.
Hayvanlar ormanlardan yok olmaya başlayınca, Mohawklar, Dev Ayı’nın onları öldürüp götürdüğünü anladı.
Yiyecek azalıyordu ve Mohawklar arasında kıtlık başladı. Etlerin koyulduğu yerler boştu; Halk açtı; açlık tehlikesi vardı.
O zaman şeflerden bir tanesi konuştu: “Bütün kötülüklerimizin nedeni olan Dev Ayı’yı öldürmeliyiz”.
Hemen, bir avcı topluluğu Ayı’yı aramaya koyuldu. Kısa süre sonra ayak izleri karda görüldü ve günlerce iz takip edildi.
Sonunda avcılar koca hayvanla karşılaştı.
Anında hava oklarla doldu.
Mohawklar şaşkınlık ve üzüntü içindeydi, oklar Ayı’nın derisini delmeyi başaramıyordu. Okların çoğu Ayı’nın sert derisi üzerinde kırılıyordu.
Nihayet kızgın Ayı, döndü ve saldırdı. Avcılar kaçtı... ama çok çabuk yakalandılar ve çoğu öldürüldü.
İki avcı, yalnızca iki tanesi kurtuldu. Köye dönüp üzüntülü hikayeyi anlattılar.
Konsey huzurunda Büyük Ayı’dan söz ettiler.
Bu avlanma sırasında neler olduğunu anlattılar.
Birbiri ardından, Büyük Ayı’yı yenmek için topluluklar oluşturdular; ama her seferinde başarısızlığa uğruyorlardı. Ona karşı çok sayıda savaş gerçekleşti.
Ve çok sayıda savaşçı öldü.
Zaman geçiyordu ve gitgide daha fazla geyik ormandan yok oluyordu. Etin pişirildiği yerler bomboştu.
Yiyecek olmaması insanları güçsüzleştiriyordu ve birçoğu hastalanıyordu.
İnsanlar korku içindeydi ve akşam olduğunda, aç bedenlerini ateşin etrafına sürüklüyorlardı.
Her gece, her zaman ayak izlerinin köylerini çevrelediği Büyük Ayı’dan korkuyorlardı.
Ormanın derinliklerinden gelen o güçlü gürlemeyi duydukları için köylerinden ayrılmaya korkuyorlardı.
Bir gece, üç kardeşin her biri ilginç birer rüya gördü. Üç gece üst üste aynı düşü gördüler.
Büyük Ayı’ya saldırıp onu öldürdüklerini düşlediler!
Kendi kendilerine şöyle dediler: “Rüya gerçeği söylemeli!”
Böylece, yanlarına silahlarını ve çok az erzak alarak, Ayı’yı aramak için yola koyuldular. Kısa süre sonra, iri hayvanın izini buldular. Çok çabuk bir şekilde, oklarını hazır tutarak hayvanın izini sürdüler.
Aylar boyunca, bütün Yeryüzünde Ayı’nın izini sürdüler.
İzler onları Yeryüzünün uç noktasına kadar götürdü. O zaman iri hayvanın Yeryüzünden göklere doğru zıpladığını gördüler. Kısa süre içinde üç savaşçı Ayı’nın sıçradığı noktaya ulaştı ve,
Hiç tereddüt etmeksizin, üçü de Gökyüzünde Ayı’yı izledi. Onları, her zaman uzun kış gecelerinde Ayı’yı göklerde avlarken görebilirsiniz.
Yıl sonu geldiğinde, Ayı kış uykusuna yatmak üzereyken, üç savaşçı oklarını geçirmek için yeterince yaklaşıyor.
Okların açtığı yaralardan akan kan sonbahar yapraklarını kızıllaştırıyor ve sarartıyor. Ancak,
Daima avcılardan kaçmayı başarıyor. Yaralandıktan sonra, bir süre görünmez oluyor ve daha sonra yeniden ortaya çıkıyor.
Iroquoislar Gökyüzündeki Büyük Ayı’yı görünce şöyle der: “Üç savaşçımıza bakın, hâlâ vaçgeçmediler!”
Şef Seattle'in Buyuk Baskana Yazdigi Mektup (1854)
-
*Şef Seattle'ın MektubuŞef Seattle'in Buyuk Baskana Yazdigi Mektup (1854)*
*Suquamish Kabilesinin lideri olan Sef Seattle 1786'da...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder